24 Mart 2015 Salı

Siyular Misali



Birkaç yıl önceydi... Fonda caz müzik çalan bir evin loş ışığında tanıştık. Çok geçmeden sohbetlerde buluşmaya, ezberlerimizi bozmaya, nitelik paylaşmaya koyulduk.

Örselenmiş kuytularımızı temize çekebilmek için kendimizce bir yol bellemiştik. Herkes kendi geçmişinin tozlu raflarındakileri indiriyor, bildiği her şeyi sil baştan öğrenmeye çalışıyordu. Dedelerimizin dedelerinden kalanları özenle seçip deneyimlerimizi ekledikten sonra bir yaşam biçimi inşa ettik.

Oyun oynadığımız bir gece yarısı, merakımız bizi Kuzey Amerika’ya kadar götürdü. Siyu halkının nasıl yaşadığını, hangi tohumlardan hangi hasatlara kavuştuğunu uzun uzadıya okuduğumuz o gece yeni güne evrildiğinde ayaktaydık. Devletsiz ama topraklı, sınırsız ama seçici bir halkın yüzyıllardır ayakta durmasının öyküsü bizi ayık tutmuştu.

(...)