29 Mayıs 2015 Cuma

Gezinin İlk Üçü

Gezi Olayları durulduğundan bu yana, katılanların üçe ayrıldığına tanık oluyoruz:
(1) İlk üç günü de dâhil tüm süreçte destek verenler
(2) İlk üç günü destek verip sonra çekilenler
(3) İlk üç gününden sonra destek vermeye başlayanlar.

Bu tasnifi geçerli varsayarsak ben en çok ikinci grup destekçilerden korkarım. Onları düşündüğümde aklıma sıra sıra soru gelir.


(...)


-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-

26 Mayıs 2015 Salı

Hani Biz Marjinaldik

Küsmeyi sevdiğimiz su götürmez bir gerçek. Narin insanlarız, malum. Eleştiri alınca önce kabuğumuza çekilir, sonra yavaş yavaş soğuruz. Sevilmediğimizi, değer görmediğimizi hissedersek küsüveririz.

Misal, birkaç sene evvel şarkı yarışmasına küstük. “Herkes komşusuna yüksek puan veriyor. Bizi seven komşumuz kalmadı, gidiyoruz,” deyip posta koyduk.


(...)


-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-

22 Mayıs 2015 Cuma

Dirim

İzninizle bu yazıya Muhteremi naçizane takdir ettiğimi söyleyerek başlamak istiyorum. On küsur yıldır süre gelen mağduriyet söylemi, ezilmekten vesayete, cadı avından ölüm fikrine ilerledi. Son perdede kefenlere artan bir atıfla mağduriyeti anabildiği için bütüncül tutarlılığını ayakta alkışlıyorum.

Öte yandan yüzümü muhalif partilere çevirdiğimde tebessüm takındığımı da söylemeliyim. Eski bir seçmeni olarak CHP’nin Merkez Türkiye Projesini gündeme taşımasından hoşnut kaldım.


(...)


-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-

19 Mayıs 2015 Salı

Sıradan Bir Hanede Bayram

Aslen Mardinli ailenin üç kuşaktır İstanbul'da yaşayan nüfuzlu tüccar oğlu Faik Bey'in dört çocuğu var.
 
Büyük oğlu otuzlu yaşlarını kutlamaya başladığında evlilik fikri ailenin gündemine oturdu. Oğlanın, Müslüman bir kadınla evlenmesine rıza göstermeyen Faik Bey için Süryani gelenekleri ancak kendi kültürlerini taşıyan bir eşle sürdürülebilirdi. Aileyi karşısına alan büyük oğlan, şirketten ayrıldı, aileden ayrıldı; istenmediği bir eve gelin olmaya çekinen sevgilisinden ayrıldı. Şimdilerde, kadim Süryani kültürüne küs ve bekâr.

(...)

15 Mayıs 2015 Cuma

Hoşbulduk İstanbul

Kadıköy, Halitağa Caddesi'ndeki kalabalık bir kafeteryada az telveli kahvemi içerken geçkin bir hanım masama oturmak için izin istedi. Hızlı sayılabilecek selamlaşmanın ardından konu ne iş yaptığıma geldi. Okuryazarım, dedim. Adımı öğrendiğinde güçlü bir tebessümle "Karşı'da yazıyorsunuz. Salı ve cuma günleri... Takip ediyorum ben sizi," diyen hanım, "Karşı Gazete, Gezi'den sonra kurulmamış mıydı?" diye sordu.

(...)

-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-

12 Mayıs 2015 Salı

İçten Bir Temenni

On yılı aşkın süredir yazıyorum. Şiirle nesir arasına kendimce çektiğim sınırın bir benzerini kurguyla makale arasına da çekebildiğime dair kuvvetli inancım var. Ne var ki bazı makalelerimin birer tespit/eleştiri olmayıp kurgu ürünler olmasını dilerdim. Bu da onlardan biri...

Yurtseverliği, insanına bağlılığı ve toprağıyla ilişkisi başkaları tarafından sorgulandığında tüyleri diken diken olanlardanım. Daha önce de yazdım; bizim topraklarımızda yurdunu sevmenin tek bir yolu bilinir: ezbere konu edilen. Hele kendini edebiyat ve sözcükle var etmeye çalışanlarınki, bu yolun dışında seyredenlerin muteber sayılmadığı bir memlekette iğneyle kuyu kazmaya benzer.

(...)


-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-

10 Mayıs 2015 Pazar

Ağlama Anne

Demokratik sosyalizme yakın bir okuryazar olarak popülist ve ideolojik atıflarından sıyırsam da bir türlü sevemediğim özel günlerden biri anneler günü.

Yıllar boyunca, annesini yitirmiş ya da hiç tanıyamamış; anne olmamayı seçmiş ya da olamamış insanların gözüne ve hatırına sokulan bir güne ihtiyaç olup olmadığını sorguladım. Mayıs ayının ikinci pazarında, evladını kaybeden annelerin sessiz özlemlerini yüreğimde hissetmeye çalıştım.


(...)


-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-

8 Mayıs 2015 Cuma

Geçtiğimiz Haftadan Kendime Kısa Notlar

Seçim dönemi boyunca hızlı geçen günlerde gündemi takip etmekte güçlük çektiğim doğrudur. İnkâra gerek yok. Geçtiğimiz haftadan da çok anlamlı deneyimler elde ederek çıktığımı söyleyemeyeceğim. Ne var ki çıkarımlarımdan kendime bazı notlar, hatırlatmalar ayıkladım. Bu kısa yazıda, izninizle bu not ve kararlarımı paylaşmak istiyorum.

- Bir daha bana Selahattin diyen olursa oy kullanmam. Herkes ayağını denk alsın, rica edeceğim.


(...)


-YAZININ TAMAMIA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-

5 Mayıs 2015 Salı

Arkadaşım Hıdrellez

Ülkenin bedbaht günlerini, fakülte koridorlarından meydanlara uzanan kortejlerle geçirdi. Elinden her iş gelirdi; ama o, 80 sonrasının karanlığına ışık tutabilmek için gençlere dokunabileceği bir meslek seçti.

Bizim topraklarımızda yurdunu sevmenin kıymeti yoktur. Nasıl sevmen gerektiğini, yurdunu seven birinin ne yapması gerektiğini ezberletirler. Ezbere duranlar harcıâlemde yiterken kendince sevenler zulüm görür.


(...)


-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-

1 Mayıs 2015 Cuma

Taksim'in Sessiz Islığı

(...)

Emek Bayramı’nı Taksim’de kutlamak isteyenlere yıllardır ceza kestiğini düşündü ya iktidarlar, bir türlü idrak edemedim. Üzerinde yüz binler buluşmasa, karanfiller serpilmese, türküler okunmasa da kuş uçurtulmayan Taksim Cumhuriyet Meydanı, sessiz bir ıslıkla yasını tutar.


(...)


-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-