28 Nisan 2015 Salı

Masal Gelir La Fontaine'den

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde refahı yerindeki köylerden birindeki kediler, köylülerin gözüne batmış. “Biz çalışıp bunları mı besleyeceğiz,” diyerek kedileri ölüme terk eden köylüler bir süre sonra köyde hızla artan fare nüfusuyla baş edemez hale gelmiş.


(...)


-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-

24 Nisan 2015 Cuma

Kış Tutar Bazı Nisanları

Henüz çiçeği burnunda bir yazar olarak kendimce nitelikli bir çevre edinebilmek için didindiğim günlerdi. Birkaç telefon konuşmasından sonra 2006 sonbaharında buluşup İstanbul’u çekiştirdik. Ankara’ya döndüğümde, bana hissettirdiği güvenin heyecanıyla doludizgin fikirler paylaşmaya başlamıştım.

Birkaç ay geçti, eski yazıhanemin penceresinden caddeyi izlediğim sırada adı kulağıma çalındı. Ufak tüplü televizyonumun ekranındaki altyazıyı dün gibi anımsıyorum: Gazeteci Hrant Dink’e Suikast!


(...)


-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-

21 Nisan 2015 Salı

Edepsizlik Diz Boyu

Hafta sonunu, son şiir kitabım için kitap fuarı kapsamında düzenlenen imza günü nedeniyle İzmir’de geçirdim.

İmza buluşmasına yetişemeyip şehrin ara sokaklarında izimi bulan İzmirli okurlarım, yüzlerce kilometre yol kat edip Ankara’dan günübirlik gelen dostlarım, bütün hafta sonunu beni ağırlamaya adayan ve yıllardır ihmal ettiğimi fark ettiğim Karşıyakalı ve çiçeği burnunda Urlalı insanlarım, hoşsohbetini esirgemeyen yeni ahbaplarımla gümbür gümbür bir İzmir seyahati oldu. Neşesi, sevgisi, tazeliği bol!

Ta ki...

Emniyet görevlilerinin kaldığım oteli bir sabaha karşı ziyaret edişlerine dek.


(...)


-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-

18 Nisan 2015 Cumartesi

İmza Günü - İzmir
















20. İzmir Kitap Fuarı kapsamında 2.Salon 704/B numaralı alanda görüşmek üzere...

17 Nisan 2015 Cuma

Silifke'nin Yoğurdu

Tanışlarım bilir, havyarsız bir kahvaltıyla güne başlayamam. Akşamüstü de luwak kahvesini yudumlayıp bu yazının başına oturduğum sırada Akkuyu Nükleer Enerji Santrali hakkındaki haberlere göz atıyordum.

Birkaç marjinal, santralin fay hattında olduğunu yazmış. Birinci derece kuşağında olmadığını öğrenince rahatladım.

Bazı biliminsanları, Türkiye’nin uranyumunun yetersiz olduğunu yazmış. Rusya’ya doğalgaz bağımlılığının biteceğini; ama uranyum bağımlılığının ortaya çıkacağını öngörmüş. Türkiye’nin de yedek depo mahiyetinde uranyumu olduğunu anlayıp gurur duydum.


(...)


-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-

14 Nisan 2015 Salı

Bizim Sorular

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dün Ekşi Sözlük yazarlarının sorularından bazılarına yanıt yazdığı bir elektronik buluşma gerçekleştirmiş. Gördüğüm kadarıyla toplam 71 soruya yanıt yazan Kılıçdaroğlu, genel itibariyle açık yanıtlar vermekten ziyade bu soruları yanıtsız bırakmamayı tercih etmiş, diyelim.

İlgimi, özellikle birkaç tanesini mütebessim ifadeyle okuduğum yanıtlardan çok, sorular çekti.


(...)


-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-

10 Nisan 2015 Cuma

Seçime İki Kala (I)

Bu yazıyı 7 Nisan’da yazmış olsam, seçime tam iki ay kala yayımlanmış olacaktı; ancak o tarihte hem geciktirmek istemediğim bir örneği paylaşmayı hem de aday listelerinin büyük kısmı üzerinden varılacak yorumlara kulak kabartmayı seçtim.

İkincisini seçime iki gün kala, 5 Haziran’da yazmayı planladığım bu yazıyla seçimlere “kilit partiler” penceresinden bakmak istiyorum.

Eriştiğim ve naçizane güvenilir bulduğum araştırmalardan üç temel okuma yapıyorum: (1) MHP oylarının artmasını; (2) HDP’nin barajı rahatlıkla aşmasını ve (3) MHP’den HDP’ye oy kaymasını beklemeliyiz.


(...)


-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-

7 Nisan 2015 Salı

Aşağıdakilerden Hangisi

(...)

Soru, ilkokul birinci sınıfta okuyan oğullarının Türkçe dersi test kitabından... Arkadaşım ve eşiyse otuzlu yaşlarında, üniversite mezunu, iyi eğitimli bir çift.

Fotoğrafa baktıktan sonra yanıtı paylaştım. "Çok saçma, Türkçe sorusu gibi algıladığımız için yapamamışız demek ki!" yanıtını aldım.


(...)


-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-

3 Nisan 2015 Cuma

Geri Neyi Kalır

(...)

Ömründe bir kez olsun kırlarda yuvarlanmayanların, çimenliğin arasında boy vermiş bir çiçeği kopartıvermesi hangimizi şaşırtır?

Hepimiz şaşırıyoruz.

Kendine yaşam hakkı tanınmadığına inanan yüreklerin bir başkasının yaşamına izin vermediğine tanık olunca şaşkınlığımızı hâlâ gizleyemiyoruz. Vahim bir olaydan küçük bir kesit alıp vahşeti tanımlarken, boşluğu bol bir soru havada kalıyor: İnsanın insana verdiği zararı neyle anmalı?


(...)


-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-