Savrulduğum günlerdi. Elimi attığım ne varsa birer birer kırıp yok ediyordum. Üstelik özenle korumaya çalıştığım benliğim de aldığı darbelere karşı koyamaz hale gelmiş, yorgunluğun ötesinde artık yıpranmıştı. Geçimimi sağlayabilmek, hayatta kalabilmek, birlikte çalıştığım insanları mağdur etmemek adına çırpındıkça batağa çekildiğimi hissediyordum.
(...)
-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-
23 Ekim 2015 Cuma
20 Ekim 2015 Salı
Yeni Güne
“Dünya dönüyor, sen ne dersen de”
İnsan, mecbur kaldığı her şeye adapte olabilme yetisine sahip entelektüel bir canlıdır. Yaşadığımız yasların ardından hayatı devam ettirebilmemiz de, aşırıya kaçan mutluluklarımız sonrasında olağana dönebilmemiz de bu yetimizin ürünü değil mi? Vücudumuzun her zerresi hayatta kalmak için işbirliğini kusursuzca yapabiliyor. Yeter ki zihnimize ket vurmayalım.
(...)
-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-
İnsan, mecbur kaldığı her şeye adapte olabilme yetisine sahip entelektüel bir canlıdır. Yaşadığımız yasların ardından hayatı devam ettirebilmemiz de, aşırıya kaçan mutluluklarımız sonrasında olağana dönebilmemiz de bu yetimizin ürünü değil mi? Vücudumuzun her zerresi hayatta kalmak için işbirliğini kusursuzca yapabiliyor. Yeter ki zihnimize ket vurmayalım.
(...)
-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-
17 Ekim 2015 Cumartesi
Lüzum Üzerine
Karşı Gazete'de 16 Ekim 2015 tarihinde yayımlanan Ey İnsan başlıklı köşe yazım hakkında gelen yüreklendirici mesaj ve yorumlar için tüm okurlarıma teşekkür ederim.
Gazi Mustafa Kemal'in Gençliğe Hitabesi'nden esinlenildiği aşikâr olan bu makale tam da Gazi'nin hitabesini hatırlatmak amacıyla kaleme alındı.
Rahmetlinin liderliğine ya da manevi şahsına öykünmek, rol çalmaya girişmek gibi bir niyetim olamayacağını sadık okurlarıma hatırlatma ihtiyacı bile gütmüyorum.
Bu anlamda ezberletilmesi gereken güncellenmiş bir metin çıkarmayı değil, faydası olacaksa okunarak çoğalacak bir yakarış kaleme almaya çalıştığımı içtenlikle belirtmek isterim.
Sevgilerimle,
Gazi Mustafa Kemal'in Gençliğe Hitabesi'nden esinlenildiği aşikâr olan bu makale tam da Gazi'nin hitabesini hatırlatmak amacıyla kaleme alındı.
Rahmetlinin liderliğine ya da manevi şahsına öykünmek, rol çalmaya girişmek gibi bir niyetim olamayacağını sadık okurlarıma hatırlatma ihtiyacı bile gütmüyorum.
Bu anlamda ezberletilmesi gereken güncellenmiş bir metin çıkarmayı değil, faydası olacaksa okunarak çoğalacak bir yakarış kaleme almaya çalıştığımı içtenlikle belirtmek isterim.
Sevgilerimle,
16 Ekim 2015 Cuma
Ey İnsan
Ey insan! Yaradılışın sana verdiği vicdanının sesini dillendirmen yegâne vazifendir. Dilin bağlanmış, gözlerin dağlanmış, ellerin ağlanmış olsa bile yüreğinin söylediklerini tanı.
Bugün sana, belirsizlik içinde yaşamayı diretirlerken çaresizlik ve umutsuzluğa kapılmış olabilirsin. Yüz yıllardır sahip olduğun güven, adım adım kuşatılmış sokaklarında bozguna uğramış ve hatta senin en zayıf noktan haline gelmiş olabilir; ama hafızası yerle bir edilen, kurumları ayartılan, talanla zorbalık edilen, mahremiyeti ayaklar altına alınmış ve bağları temellerinden sarsılmış yurdunda yalnız değilsin. Duyduğun güven istismar edildiğinde, aklının gösterdiği istikamette rehavete kapılmış olsan dâhi cesaretini koru!
(...)
-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-
Bugün sana, belirsizlik içinde yaşamayı diretirlerken çaresizlik ve umutsuzluğa kapılmış olabilirsin. Yüz yıllardır sahip olduğun güven, adım adım kuşatılmış sokaklarında bozguna uğramış ve hatta senin en zayıf noktan haline gelmiş olabilir; ama hafızası yerle bir edilen, kurumları ayartılan, talanla zorbalık edilen, mahremiyeti ayaklar altına alınmış ve bağları temellerinden sarsılmış yurdunda yalnız değilsin. Duyduğun güven istismar edildiğinde, aklının gösterdiği istikamette rehavete kapılmış olsan dâhi cesaretini koru!
(...)
-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-
13 Ekim 2015 Salı
Adını Anmayacağım
(...)
Devlet hafızası yok edildi. Silahlı kuvvetlerin vesayeti sonlandırılırken askerin bilinci tarumar edildi. Vesayet bitti, diyenler o vesayeti veren ellerin askerden alıp bir başkasına verdiğini göremeyecek denli kör bir sevincin içindeyken 60’lardan beri süre gelen eğitimde tutarsızlık politikası şaha erdi. Dünyanın en ironik ülkesinde, teşkilatı Dünya Bankasıyla saz arkadaşları kuşatmışken adı hâlâ Millî Eğitim olan bakanlığın içi topyekûn boşaldı. Ticaret mevzuatı dâhil yüzlerce yasa değişti; değişen her yasa tekrar değişti; tekrar değişen yasalar defalarca değişti. Dekanlar bir saraya toplanıp el pençe dururken sahnedeki alenen hareket çekince akademi ayağa kalkıp alkışladı. Türk olmanın utanç sayıldığı günün hemen ertesinde milliyetçilik destanlarıyla şarkılar bestelendi. En milliyetçi gününde bir okulu Fatiha ile açtı.
(...)
-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-
Devlet hafızası yok edildi. Silahlı kuvvetlerin vesayeti sonlandırılırken askerin bilinci tarumar edildi. Vesayet bitti, diyenler o vesayeti veren ellerin askerden alıp bir başkasına verdiğini göremeyecek denli kör bir sevincin içindeyken 60’lardan beri süre gelen eğitimde tutarsızlık politikası şaha erdi. Dünyanın en ironik ülkesinde, teşkilatı Dünya Bankasıyla saz arkadaşları kuşatmışken adı hâlâ Millî Eğitim olan bakanlığın içi topyekûn boşaldı. Ticaret mevzuatı dâhil yüzlerce yasa değişti; değişen her yasa tekrar değişti; tekrar değişen yasalar defalarca değişti. Dekanlar bir saraya toplanıp el pençe dururken sahnedeki alenen hareket çekince akademi ayağa kalkıp alkışladı. Türk olmanın utanç sayıldığı günün hemen ertesinde milliyetçilik destanlarıyla şarkılar bestelendi. En milliyetçi gününde bir okulu Fatiha ile açtı.
(...)
-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-
9 Ekim 2015 Cuma
Açaydım Kollarımı
Sosyoloji dersi almış olan herkes, statünün toplum tarafından yaratılan bir konum olduğunu; ancak içini doldurmanın bireye
düştüğünü bilir. Bireyin performansı, sahip olduğu statünün ideal
rolüne ne kadar yaklaşırsa statüsünün saygınlığını da o ölçüde artırır.
(...)
-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-
(...)
-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-
6 Ekim 2015 Salı
Çırılçıplak
Toprağı geniş, tebaası bol, dili zengin, hazinesi boş bir ülkenin çalkantılı günlerinde taht kavgasını, dost ve müttefik ülkelerdeki imparatorlar heyetinin desteğiyle kazanan yeni kral icraatlarıyla palazlandıkça palazlanmış.
Ülkenin toprağını nadasa bırakıp hazineyi ticaret ve taahhütle mest ederken çiftçisine buğdayın, çobanına hayvanın nasıl ithal edileceğini uzun uzun anlatmış. O anlattıkça ninni gibi dinleyip ikna olan halk, yeni kralın en büyük kral olduğuna inanmaya başlamış. Onlar inandıkça kral, kral inandıkça onlar...
(...)
-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-
Ülkenin toprağını nadasa bırakıp hazineyi ticaret ve taahhütle mest ederken çiftçisine buğdayın, çobanına hayvanın nasıl ithal edileceğini uzun uzun anlatmış. O anlattıkça ninni gibi dinleyip ikna olan halk, yeni kralın en büyük kral olduğuna inanmaya başlamış. Onlar inandıkça kral, kral inandıkça onlar...
(...)
-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-
2 Ekim 2015 Cuma
Geç Bunları
Mecliste beni anarken bir dost "solcudur; ama bir damarı da muhafazakârdır" demiş. Kaç gündür düşünüyorum, neyi muhafaza edebilmişim, diye!
Dairemin balkonundan şehre daldığımda, on sene önce olmayan gökdelenlerin estetikten uzak siluetiyle söyleşiyorum. Yaşadığım şehrin mimarisi yok! Elli yılı gören binayı kentsel dönüşüme konu edip yıkıyor, beş katlıdan yirmi beş katlı doğurtuyorlar.
(...)
-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-
Dairemin balkonundan şehre daldığımda, on sene önce olmayan gökdelenlerin estetikten uzak siluetiyle söyleşiyorum. Yaşadığım şehrin mimarisi yok! Elli yılı gören binayı kentsel dönüşüme konu edip yıkıyor, beş katlıdan yirmi beş katlı doğurtuyorlar.
(...)
-YAZININ TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN-
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)